SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

FEDAİLU’S-SAHABE BAHSİ

<< 2541 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

222 - (2541) حدثنا عثمان بن أبي شيبة. حدثنا جرير عن الأعمش، عن أبي صالح، عن أبي سعيد. قال:

 كان بين خالد بن الوليد وبين عبدالرحمن بن عوف شيء. فسبه خالد. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم "لا تسبوا أحدا من أصحابي. فإن أحدكم لو أنفق مثل أحد ذهبا، ما أدرك مد أحدهم ولا نصيفه".

 

[ش (ولا نصيفه) قال أهل اللغة: النصيف النصف. وفيه أربع لغات: نصف ونصف ونصف ونصيف. حكاهن القاضي عياض في المشارق عن الخطابي].

 

{222}

Bize Osman b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir A'meş'den, o da Ebû Sâlih'deıı, o da Ebû Said'den naklen rivayet etti. (Demişki):

 

Hâlid b. Velid ile Abdurrahman b. Avf arasında bir şey vardı. Hâlid ona sövdü. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Ashabımdan kimseye sövmeyin! Çünkü biriniz Uhud (dağı) kadar altın infak etse, onların bir müd'üne veya yarısına erişemez.» buyurdular.

 

 

222-م - (2541) حدثنا أبو سعيد الأشج وأبو كريب. قالا: حدثنا وكيع عن الأعمش. ح وحدثنا عبيدالله بن معاذ. حدثنا أبي. ح وحدثنا ابن المثنى وابن بشار. قالا: حدثنا ابن أبي عدي. جميعا عن شعبة، عن الأعمش، بإسناد جرير وأبي معاوية. بمثل حديثهما. وليس في حديث شعبة ووكيع ذكر عبدالرحمن بن عوف وخالد بن الوليد.

 

{m-222}

Bize Ebû Said El-Eşec ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Veki' A'meş'den rivayet etti. H.

Bize Ubeydullah b. Muâz da rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivâyet etti. H.

 

Bize İbni Müsennâ ile İbni Beşşâr dahi rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbnü Ebi Adiy rivayet etti. Bu râviler hep birden Şu'be'detı, o da A'meş'den naklen Cerir ile Ebû Muâviye'nin isnadı ile onların hadisi gibi rivayette bulunmuşlardır. Şu'be ile Veki'in hadisinde Abdurrahman b. Avf ile Hâlid b. Velid'in zikri geçmemiştir.

 

 

İzah:

Bu hadisin Ebû Said rivayetini Buhâri «Kitâbu'fedâil-ü Eshab in-Nebi»'de; Ebû Dâvud ile İbni Mâce «Kitâbu's-Sünnet»'de; Tirmizi ile Nesâi «Kitâbu'l-Menâkib»'de muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.

 

Sened’e dair izahat:

Ebû Hureyre rivayeti hakkında Ebû Ali El-Ceyyâni şöyle demiştir: «Ebû Mesüd'u Dimeşki bunun vehm olduğunu söylüyor. Doğrusu Ebû Muâviye'nin A'meş'den, onun da Ebû Salih 'den, onun da —Ebû Hureyre'den değil— Ebû Said-i Hudri'den rivayet etmiş olmasıdır.

 

Onu Yahya b. Yahya ile Ebû Bekr b. Ebi Şeybe, Ebû Kureyb ve başkaları böyle rivayet etmişlerdir. Darekutni'ye bu hadisin isnadı sorulmuş da: Onu A'meş rivayet ediyor. Ama ondan muhtelif şekilde rivayet edilmiştir. Zeyd b. Ebi Ümeyye, A'meş'den, o da Ebû Salih 'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etmigtir. Ebû Avâne'den de muhtelif şekilde rivayet edilmiştir. Hadisi Affân ile Yahya b. Hammad, Ebû Avâne'den, o da A'meş'den bu şekilde rivayet etmişlerdir. Müseddid ile Ebû Kâmil ve Şeybân ise Ebû Avâne'den rivayet etmişler ve Ebû Hureyre ile Ebû Said'den demiglerdir. Nasr b. Ali dahi; Ebû Dâvud ile Haraşi'den, onlar da A'meş'den diye rivayet etmiştir. A'meş'in rivayetlerinin doğrusu Ebû Salih'den, onun da Ebû Said'den rivayet olunanıdır. Bu hadisi Zaide, Asım'dan, o da Ebû Salih'den, o da Ebû Hureyre'den rivayet etmişse de, doğrusu Ebû Salih'in Ebû Said'den rivayet etmiş olmasıdır, demiştir.»

 

Metne dair izahat:

Nevevi diyorki: «Fitnelere karışmış olsun olmasın ashab-ı kirama sövmek haramdır; haram kılınan kötülüklerdendir. Çünkü onlar müctehiddirler. Sahabenin faziletleri bahsinde izah ettiğimiz gibi, onlar. bu harbler hususunda te'vilcidirler. Kaadi İyad onlardan birine sövmenin büyük günahlardan sayıldığını söylemiştir. Bizim mezhebimizle cumhura göre ashaba söven öldürülmez; ta'zir olunur. Mâlikiler'den bazıları öldürüleceğine kail olmuşlardır.»

 

Yerinde de görüldüğü vecihle müd, okka'dan küçük bir ölçektir. On sekiz litre'ye tekabul eden kabdır. Hadisin mânâsı: Sizden biriniz Uhud dağı kadar altın tasadduk etse, bunun sevabı ashabımdan birinin yarım müd zahireden kazanacakları sevaba erişemez demektir. Kaadi İyad: <Bu da gösterir ki, Aşhâb-ı kiram kendilerinden sonra gelen bütün insanlardan daha faziletlidirler. Onların sadakalarının daha faziletli olması zaruret zamanında ihtiyaç ve sıkıntı içinde oldukları halde - vermelerindendir. Başkalarının hâli böyle değildir. Onların cihad vesâir tâatları da hep böyle olmuştur...» diyor.